Kristof kılığında kampüs keşfi;

Cumartesi yurt odamda uyandım. Saat 7 sularında. İlk iş evi aradım odamı göstermek istiyordum tabiki de. Annem ablamın evde olmadığını söyledi yani kameralı muhabbet olayını o esnada yapmanın imkanı yoktu. Biz de görüşmemizi birkaç saat erteledik.

Ayşegül'ün bir önceki geceden bana paketlemiş olduğu peynirli poğaçalar ve vişne suyu eşliğinde güzel bir kahvaltı yaptım. (Allah razı olsun, enfestiler.) Odamı toparladım ve kırmızı elbisemi giymek suretiyle hazırlandım. Seyahat yoldaşlarım olan Jacky'i (sırt çantam), Winchester'ı (fotoğraf makinam), Nazmiye'yi (su mataram) ve kaybolmak için hazırlanmış kampüs haritamı yanıma alarak yola koyuldum. Ordular ilk hedefiniz aslında Foreign Languages binası idi. Haritaya bakarak beyin kavuran sıcağın altında debelenirken, foreign languages harici her yere gittim. Sonra engebeli kayboluşlar arasında okulun merkezi olan Memorial Circle ufukta belirdi. Ben de foreign languages'e gitmeden önce Human Science'a gitmeliyim diye düşündüm zira oraya daha önce de gitmiştim. Human Science, memorial circle'ın hemen kıyısı olsa da binayı bulmak için epeyi bir turlamam gerekti. Nihayet Kristof karaya ayak bastı!


Human science'ın önünde enteresan insan heykellerinin yanına oturdum. Nedendir bilinmez o heykelleri fotoğraflamadım. Nasılsa çok gideceğim diye galiba. Bir ara fotoğraflar koyarım. Bir miktar orada dinlendim. Sonra ordular hedefiniz foreign language binası idi. Fakat ilk kaybolma tecrübem nedeniyle iki aşamalı bir yolculuk planlamaya karar verdim. İlk olarak, şeklen farklı olduğu ve büyük olduğu için en kolay bulunur bina olan kütüphaneyi hedefledim (altta).

Ardından onun hemen arkasında konuçlanmış olan foreign languages binasına gidecektim. Nazmiye'den su içtim, Winchester'ı boynuma, Jacky'i sırtıma astım ve kararlı adımlarla haritam elimde yola çıktım. Ve nihayet kütüphaneyi buldum ve önündeki enteresan heykellere fotoğraf çektim. Mutiye kitap adamdan bahsetmiştim. Sevgili ablaları biri ona bu fotoğrafları göstermeli.

Fotoğraf için bir miktar oyalandıktan sonra doğruca Foreign Languages binasına doğru gittim. Bu sefer plan işe yaramıştı. Çok zorlanmadan binayı buldum. F.L. binasının hemen arkasında tarihi bir yapı var. Dairy Barn. Bana pek tarihi gelmediğinden alellade bir şekilde kulesini çektim, yapıyla hiç ilgilenmedim. Tarihi eser görmesek kandıracaklar. Yorum sizin;

F.L. binasının önünde ise avlumsu bir park ve havuzumsu oluşumlar var. Alın size onlardan da birer kare;

F.L. binasının önünde bir ağaç altına gölgeye oturup, Nazmiye'yi çıkardım su içtim. Biraz dinlendim ve haritadan Murray Hall (yurdum) gidebilmek için yönümü belirledim. Ya bismillah diyip yola koyuldum. Dönüş yolu zor olmadı, üstelik kendime bir constant buldum; Saat Kulesi. Bu saat kulesi yurdun tam önünde, böylece kaybolursam bu saat kulesine varmaya çalışarak da yönümü tayin edebilirim. Sanırım... :/ :/