27 Temmuz 2009 Pazartesi

Bisiklet ile şehir turu, Wal-mart, self-foto çekimi ve Gülsanem;

Pazar günü sabah biraz miktar uyumaya karar verdim ve 9'da uyandım. Kahvaltımı (kahve, tortilla, peynir, taze meyve) hazırladım ve VoipWise ile aramalarıma başladım. Görüşebildiğim herkesle görüştükten sonra odamı toparladım ve bisikletimle bir tura çıkmaya karar verdim. Haritamdan yolları inceledim ve en yakındaki Walmart'a (burda meşhur marketler zinciri) gitmeye karar verdim. Kampüsten uzaklığı 5km kadar. Sırt çantamı hazırladım her zamanki gibi (Jacky, Winchester, Nazmiye ve harita {bknz. önceki yazılardan biri}). Hayde bire yola çıktık. Kampüsün içinden 4. caddeye doğru çıkmaya çalışırken kendimi 6. caddede buldum. Burdan 4. caddeyi aramaktansa, Starbucks caddesine doğru yönelip ordan devam etmeye karar verdim. Starbucks'ın olduğu caddeden halim selim ilerledim. Sağlı sollu tipik Amerikan evlerinin bulunduğu bir cadde burası. Walmart T sokağında olduğu için tek yapmam gereken alfabetik sırayla dizilmiş sokakları T'ye kadar takip etmekti. Güzel bir yolculuğun ardından Walmart'a vardım. Bisikletimi park edip kilitledim. Sonra Walmart'ın engin raflarına doğru uzun bir yolculuğa başladım. Ben genelde fokus bir alışverişçiyimdir. Hedeflediğim şeyi raflarda tarar, bulur, alır, çıkarım. Başka bir şeyle ilgilenmem. Ama bu sefer işler başkaydı. Amaç alışveriş değil keşif idi. O nedenle mantığımı rafa kaldırıp, kadınsı içgüdülerimin beni ele geçirmesine izin verdim ve kendimi çanta raflarında buldum. 10 dakika kadar bir süre çantaların ederleri ile etiketlerini değerlendirmeye alıp bu seferde vicdanımın beni ele geçirmesine izin verdim ve boynu bükük, eli boş olarak raflardan ayrıldım. Keşfe spor bölümüyle devam ettim. Zira bisikletimin tutacakları ellerimi çok acıtıyordu. Eldiven almalıydım. Aradığım gibi bir eldiven bulamadım ama kullanışlı bir eldiven bulup, sepete attım. İkinci hedefim ise tripod idi. Kendi kendime fotoğraf çekebilmek için bir tripoda ihtiyacım vardı ve online olarak baktığım kadarıyla Walmart'ta ucuz ve hafif tripod vardı. Gerçekten de biraz araştırmanın sonucunda 14 dolara bir seyahat tripodu buldum. Yaklaşık 1,5kg ağırlığındaydı. Onu oracıkta satın aldım ve keşif gezime craft rafıyla, ailemin tüm tasarımcı bireylerini yad ede ede devam ettim. İlk olarak sevgili kuzentom pek muhterem broş sanatçı Betty için keçeden çiçekler buldum ve sepete attım. Ardından sevgili moda tasarımcısı ablam için artistik bir kurdela beğendim. Ve bir iki ihtiyaç öğeyi de aldıktan sonra keşif gezimi sonlandırdım.

Bisikletimle geri döndüm ve onu park ettikten sonra eşyalarımı bırakmaya odama çıktım. Namaz niyaz işlemlerinin ardından tripodumu denemeye karar verdim. Fotoğraf makinam Winchester ve yeni arkadaşı tripod Kamil'i alarak kampüste bir tura çıktım. Türkiye'de olsa yapamazdım ama burda kimse kimseyi çok umursamadığı için rahat rahat artistik pozlar vererek self-mode çekim yaptım. Bunlar tüm sevenlerim ve Elifim için :P ;


Fotoğraf çekiminin ardından yurda yönelmişken kafeteryanın girişinde bir grup sınıf arkadaşımın oturduğunu görüp selam verdim. Tripodumu görünce fotoğraçılık hakkında ayaküstü muhabbet ettik. Gülsanem (Özbekistan) fotoğraflarımı görmek istedi ve gösterdim. Çok beğendi ve ona da çekmemi istedi. Yarın çekebilirim dedim ve oradan ayrılıp odama çıktım. Bir saat kadar sonra Gülsanem odama geldi ve çok sıkıldığını eğer boş isem bu akşam çekim yapıp yapamayacağımızı sordu. Ben de akşam yemeğini yiyip gideriz dedim. Takriben 15 dakika sonra jetonum düştü. Yasemen'e yemeğe davetliydik. Yasemen'i arayıp artı bir kişi gelip gelemeyeceğimi sordum. Tabiki dedi. Gülsanem'e gidip (karşı odada kalıyor) durumu açıkladım ve benim gelmesini istedim. Teklifimi kabul etti.

Saat 19.2o de Zeynep gelip bizi aldı. Çolpon da (Kırgızistan) arabadaydı, iki Türk soylu arkadaşı birbirleriyle tanıştırdık. Şehrin içinden yol alıp, Yasemen'e vardık. Yasemen bize süper bir sofra hazırladı. Çok ilginç bir tevafuk olmuş, Yasemen Özbek pilavı pişirmiş. Çok şaşırdık. :) Gülsanem Türkçe bilmediği için gece boyu İngilizce konuştuk. Çok memnun oldu. Arkadaşlarım onunla çok ilgilendiler sağolsunlar. Gecenin sonunda Zeynep bizi yurda geri bıraktı. Yolda Tarkan falan dinledik, Gülsanem Tarkan ve Mustafa Sandak hayranıymış. :) :) İşte böylece bir gün daha bitti gitti.... :)



Bu sevimli şey, Gül'ün kızı Nimet Zeynep. Benim yeni modelim oluyor kendisi :)

1 yorum:

  1. lan lan lan laaan sen ne yüce kadınsın yaa !!
    gözyaşlarımı tutamıyorum!
    cânım gadaşım.
    ilk maaşım köpeğin olsun.

    YanıtlaSil