26 Şubat 2010 Cuma

Herkeşe selam ederim.

Sevgili okur kardeşler,

Yoğun bir döneme girdim. Blog mlog hak getire. Neler mi oldu? Şöyle bir özet geçelim;
(aman da ne özet)

12 Ocak sabahı babam, ablam ve kuzento betül ile ankara havalanından istanbul uçağıma bindim. Vedalaşmak zor tabi ama katedilecek yol var. Ankarada THY bavul krizini atlattıktan sonra İstanbulda ikinci bir bavul krizini sevgili British Airways çalışanı biricik genç ablamız ve uçakta havayifişek (bu da böyle mi yazılır bilmem) patlatmaya çalşan Delta havayolu yolcusu sayesinde atlattım (sormayın uzun hikaye). Londradaki yoğun kış nedeniyle yusuf yusuf ediyordum uçak rotar yapacak diye. Lakin 13 ocakta dersim başlıyordu ve öğrencilerime ulaşmam şarttı. İstanbuldan bindim uçağa bi bakarım en arka koltukta iki delikanlının ortasında koltuğum. Sağdaki bey ortaya geçmeyi teklif edince çok sevindirik oldum tabi. Kulağımı tırmalayan enteresan British English ile Londra Heathrowa indik. Havalanı çok güzel orda ama gezmeye vakit yok. Bi tuvalet molası ardından American airlines uçağıma doğru koşturdum. Uçağa bindim bi bakarım yan koltuk boş. Oh değmeyin keyfime. Ekstra battaniye ve yastık da cabası (böyle bi kelime var mı yoksa ben mi uydurdum bilmem). Güzelce uzandım koltuklarıma uykuya verdim kendimi. Dallasa vakitlice indim. Tabiki Lubbock uçağı rotarlıydı. Buralar fırtına memleketi olduğundan bu tip şeyler süpriz değil. Lubbock hep rotar yapar. Ama iyi taraf havalanında yatak gibi koltukların olması. Uzandım birine. Aldım starbuckstan bir kayfe, patatesli poğaçalarıma gömüldüm. 3 saat kadar sonra uçağa bindim. Lubbocktan Burçin ve Elife beni aldılar. Bavullar falan bi problemsiz vardım. Mübarek annem ve mübarek arkadaşlarının duaları sayesinde maşaAllah.

Eve gidince ilk iş dinlenip uyumak oldu. Sabah helecanla kalkıp okul yolunu tuttum. Gardaşım Mervenin vermiş olduğu elbiseyi giymiştim. Saat 9 olunca indim anfiye. Takriben 200 öğrenci. Tanıttım kendimi anlattım ders programını. Keyifli bir 20 dakikadan sonra saldım çocukları. Öğretmenlik hayatım da böylece resmi olarak başlamış oldu.

Evdeki eşyalarımı toplamış olmama rağmen taşınmak için haftasonunu beklemeye karar verdim. Haftasonu gelince yükledim Burçinin arabaya eşyaları yavaş yavaş taşıdım, kızlarda taşıma ve yerleşmeme yardım ettiler, sağolsunlar.

Ve yalnız yaşam başladı. Yanlız yaşamak ilginç bir şekilde sıkıcıymış. İlk günler, türkiyeden getirdiğim dizi stoğuna yüklendim. Sonraki günler ne yapsam ne etsem şeklindeydim hep. Ev fakülteye çok yakın, yürüme 5 dakika bisikletle 3 dakika falan. Bisikletle gidiyorum tabi. Bir ara evin fotolarını yüklemek niyetindeyim.

Neyse bir gün laundry çamaşır yıkamaya giderkene panoda piyano dersi ilanını gördüm. Hemen aradım. Meğer benim yan kapı komşummuş. Lübnanlı bir bayan. Konuştuk anlaştık, her perşembe günü saat 7 de müzik bölümde ders için sözleştik. Piyano derslerine de başlamış oldum. Tamamen solak olduğum için zorlanırım diye düşünmüştüm ama hoca çok hızlı öğrendiğimi söyleyip gaz verdi. Burdan ona İsmail YK'dan bas gaza aşkım bas gaza adlı pek muhterem şarkısını da ithaf etmem isterim. Şı sıralar mozart senfonilerinden falan gidiyoruz hadi hayırlısı. Tabi hala çok acemiyim. Parçaları çalmak sorun değil de teknik öğrenmek zor iş arkadaş. Parmağını şöyle tutcan böyle tutcan. Neyseki Roula sabırlı bir kadın. Tabi ben de hemen hemen her gün müzik bölümündeki praktis odalarında piyano çalışıyorum. Onun da katkısı çok oluyor.

Öğretmenlik güzel bir şey. Öğrenciler çok acayip yaratıklar. Bazı öğrencilerimle aynı sınıftayım çok ilginç. biyoloji bölümünden cell biology dersi alıyorum da. Aynı dersi alan öğrencilerim var. Allah bilir benim notlarım onlarınkinden çok daha kötüdür. Çocukları şimdiye kadar 2 kere sınav yaptım. Çalışmıyor bu öğrenci milleti çok bozuluyorum. Bir de derste bıdı bıdı konuşanlar var. Ben öyle ayar adamı değilim. Zaten öğrencilerin pek çoğu benden büyük. Notlarını ben vermesem beni hiç iplemeyecekler. Ama çalışkan, hürmetli, cici çocuklar var. Onları görünce insan bir hoş oluyor.

Bazen haftasonları Jamie ile buluşup maça falan gidiyoruz. Track field oyunları, beyzbol, softbol falan. Eğlenceli oluyor. Geçenlerde Türk yemek sınıfı için karadeniz hakkında sunum yaptım. Horon ve kolbastı gösterdim tabiki de. İlginçti.

Bunlardan başka bağırsak problemlerim için okulun doktorlarına müracat ettim. İlk doktor Türkiyede başladığını söyleyince parazittir o dedi 1 haftalık antibiyotik verdi. Geçmeyince tekrar gittim ama bu sefer başka bir doktora. Bu doktor dediki amerikadaki doktorlar amerikadan başka heryeri parazitli, pis yerler zanneder dedi. Türkiye temiz bir yer, hem ailende başka kimsede problem yok bence parazit değil dedi. Şeker adam, sevdim onu. Bol bol türkiye muhabbeti ettik. Çok gitmek istiyormuş. Eşi batısını görmek istiyormuş, kendisi doğusunu. Dedim sen hele bi git de her yerini gör. Neyse bu amcam kan testi istedi. Bir hafta sonra tekrardan gittim, sonuçlar çıkınca. Bana turp gibisin dedi. Her türlü test maşaAllah sapasağlam çıkmış. Demir B12 bile çok iyiymiş. Çok sevindirik oldum tabi. Zaten kendimi at gibi sağlam hissediyorum maşaAllah çok şükür. Dediki bu bağırsak sıkıntısı diyetten. Büyük ihtimalle gluten intoleransı başladı sende dedi. Bende glutensiz diyete başladım. Harbiden de bağırsak problemi yokoldu. Buğday ekmek ve unlu mamüller yemiyorum artık. Yapıyorum kendime mis gibi mısır ekmeği. Ayrıca bugün gittim markette glutensiz ürünler alayım diye. Arkadaş ne ararsan var. Makarna, glutensiz değişik unlar, pasta, çörek ne ararsan. Dedim bu iş hiç zor değilmiş. Çok şükür bir sorunumuz kalmadı artık.

Öte yandan, master analizleri de çıkmış. Tezimi hızlandırıp yaza sunmam gerekiyormuş. Doktora çalışmama da başlıyorum nasipse haftaya. Esasen insan dokularında çalışacağım ama analizleri iyice öğrenmem için hoca bana hayvan dokuları verecek, burdaki hastanenin laboratuarında kolları sıvayıp işe koyulacağım. Laboratuar hep hayalimdi. Tüpler, pipetler, fareler süper bir atmosfer. Çok sevindiriğim yani. Bir güzel gelişme daha; hastaneye gönüllü işe başlama ihtimalim de çok yüksek. Kliniklerde gönüllü sağlık elemanı olarak günde 1 saat kadar çalışacağım. Hem çok eğlenceli, hem de burda nereye bursa başvursan gönüllü aktivite soruyorlar. Cv me de katkısı olacak inşaAllah.

İşta hayat burda böyle. Beynimin çarklarının tıkır tıkır döndüğünü hissediyorum adeta sesini duyuyorum. Mutluyum çok. Hawking ne güzel demiş "anlamak mutluluktur" diye. Bilim adamıyım ben.

Herkeşlere selam ederim.