29 Mart 2010 Pazartesi

Bu hafta;

Bu haftanın gündemi şu şekil;

Perşembe biyokimya sınavı
Perşembe piyanoda Amerikan bir chopstick tekniğiyle parça
Perşembe futbol turnuvası bayanlar ligi ilk maçı
Perşembe futbol turnuvası karma lig ilk maç
Cuma cell biology seminar sunumu
Cuma hastanede gönüllü iş için ilk gün
Cumartesi-Pazar çocuklara quiz soruları 4 chapter için
Pazartesi piknik
Salı cell biology midterm sınavı

Ve tüm bunlara hazırlanabilmek için 2 günüm var. Şimdi durmayın, basın bana duayı!!!

Salı akşamı özgür bir insan olarak haftanın yorumu ile karşınızdayım inşaAllah.

22 Mart 2010 Pazartesi

Bahar tatilinin geri kalanı ve yeniden okul,

Cuma günü eski evime gittim, arkadaşlarla hasret giderdim. Kızların arabasını alıp hızlı bir alışveriş yaptıktan sonra hepberaber cuma toplantısına gittik. İyi oldu çoktandır görmediğim arkadaşlarımı da görmüş oldum, hasret giderdik. Ardından kızlar onlarda kalmamı istediler ama eve gitmem gerektiği için eve döndüm.

Cumartesi günü günü ders çalışarak geçirdikten sonra akşam son otobüsle kızlara gittim. Yatıya misafirliğe. Gülsanem de geldi. Hep beraber Zeynep'in müthiş yemeklerini yedik. Muhabbet sohbet derken biraz ders çalıştık, kitap okuduk ve uyuduk.

Pazar sabahı, bahar tatilinin son günü olması nedeniyle güzelce uyuduk. Kalkınca hemen kahvaltıyı hazırladık, yemeye koyulduk. Bir müddet sonra Burçin (kendisi artık resmen şoför) beni eve bıraktı. Sağolsun. Güzel bir gündü. Pazar gününün geri kalanını evde aylaklık ederek geçirdim. Tabi bu 3 gün de piyano derslerimi aksatmadım. Hocam dersi videoya çekeceksek gerçekten iyi olmalı deyip durdu zira. Bakalım çalışıyorum ama hala teknik olarak kötüyüm. Hoca bazen sağ elimi beğeniyor bazen sol elimi. İkisini bir anda henüz beğendiremedim.

Pazartesi yani bugün okul tekrar başladı. Çocukları sabah ilk iş sınav yaptım. Ders bırakmanın son günü çarşamba olduğu için hemen notlarını yükledim. Böylece 2 gün içinde karar verebilirler devam edip etmeyeceklerine. Öğle yemeğimi ofiste yedikten sonra doktora gittim tekrar kontrole. Doktorla biraz muhabbet ettikten sonra eve geldim dinlenmeye. Az sonra okula gidip birkaç çocuğu sınav yapıcam. İşte hayat böyle akıp gider, anlamazsın. Öperli.

18 Mart 2010 Perşembe

Piyano,

İşte videoya kaydettim dün dersi. Çok iyi değil ama bir fikir verebilir, russian song parçasını hocayla birlikte çalıyoruz;

Yeni Ev

Salı gününü ders çalışarak geçirdim diyebilirim. Çok da verimli olmadı gerçi. Basit ofis işi yaptım. Dosyaları falan düzenledim.

Çarşamba günü okulda biraz daha çalıştıktan sonra markete gitmeye karar verdim. Otobüse bindim ve daha önce hiç gitmediğim bir markete gittim. Sonuç olarak kişi bildiği yere gitmeli diyorum. Market hüsrandı. Meyve, yoğurt ve dondurma aldım. Burda her şey inanılmaz tatlı. Dondurmayı yiyemedim. İçinde ne kadar şeker varsa artık. O da hüsran oldu eve döndüm.

Perşembe günü, evimi temizledim. Markete gittim, bu sefer her zaman gittiğim walmarta gittim. Birkaç bir şey alıp eve döndüm. Ardından piyano dersi için okula döndüm. Bu gün piyanoda kötü bir gündü. Performansım kötüydü yani. ama video çekimi yaptık, kapatmayı unuttuğum için uzun sürdü biraz, kesebilirsem yükleyeceğim. Ondan sonra da eve geldim ve The Hours adlı filmi izledim. Pişman oldum. Depresif bir film. İnsanı kötü hissettiriyor sevmem öyle şeyleri. Bu gün evle ilgili bir gelişme oldu. Ev sahibiyle görüştüm, eşyalarımı yazın evimde tutacak ve kiranın yarısını alacak. Ağustosta geri gelince de aynı binada bir odalı bir eve taşınacağım eğer boş bir daire olursa olmaz ise kendi evimde kalacağım. Böylece evi de halletmiş olduk çok şükür. Şimdi size evimden bir kaç kare sunayım, buyrunuz;

Mutfak

Elbise odası (closet)

Evin girişi ve köşede çalışma masası

Yatağım ve kitaplık rafı

Çok amaçlı mutfak masası :P

Banyo

Duş

Namazlık köşesi

Puzzle yığını

Evin camından manzara ve kirli cam :P

İşte bu da benim evim :)

16 Mart 2010 Salı

Bahar tatili devam ediyor;

İkinci gün, Pazar;

Pazar gününü ders çalışmaya adadım. Kahvaltıdan sonra okula gittim. İlk iş yoğun geçen sınav döneminden sonra karman çorman olmuş ders notlarını bir araya toplayıp düzenlemekti. Kütüphanedeki çalışma ofisimden kitaplarımı notlarımı aldım asıl ofisime getirdim. Evdekileri de daha önceden getirmiştim. Bütün notlarımı bir güzel dosyaladım. Eksiklerimi bilgisayardan çıktı alıp ekledim. Daha sonra öğrettiğim dersin sınav sorularını hazırlamaya koyuldum fakat yetişmedi. Hala onun üzerinde çalışmam gerek. Saat akşam üzeri olunca eve döndüm, yemek memek işleriyle ilgilenip, piyano notlarımı aldım müzik bölümüne gittim. Ortalık sessizdi. Hemen kendime boş bir piyano çalışma odası bulup 40 dakika kadar yeni parçalar üzerinde çalıştım. Bir dahaki derste video çekmeye çalişcem. :P Piyanodan sonra kendimi eve attım. Daha önce aldığım 1000 parçalık puzzle masaya kurdum başladım oynamaya. 1000 parça işi zor idi. Nihayetinde vazgeçip uyumaya karar verdim.

Üçüncü gün, Pazartesi;

O da ne! Dışarısı kar yağmur tam kış havası. Bu soğukta dışarı çıkmayı hiç sevmediğimden evde oturmaya karar verdim. Kahvaltının ardından puzzleın başına oturdum 2-3 saatlik bir uğraştan sonra muradıma erdim. Biraz bulaşık yıkadım. Yüzlerce türk dizi programı izleyip geceyi ettim. Bu arada nefis bir kuru fasulye ve pilav pişirdim. Yoğurdum yoktu ama bakkala gidip limonata almıştım. Onunla idare ettim. hehehehe Anlıyacağınız pazartesi günü evde öylesine bir gündü. Bir kaç puzzle fotolarıyla burayı şenlendireyim bari. Öpüldünüz.


(500 parça, yelkenliler)

(500 parça, şekerci dükkanı çok şirin di mi?)

(500 parça, kapılar)

(500 parça, Manhattan, New York)

(500 parça, Rus mimarisi)


(1000 parça, master piece :P)

13 Mart 2010 Cumartesi

Bahar tatili, kemerlerinizi bağlayın!

Selam okur,

Cuma günü mesai saatinin bitmesiyle 9 günlük bahar tatili başlamış bulundu. İlk plan arkadaşlarla 4 günlük bir Texas turuna çıkmaktı fakar teknik aksaklıklar nedeniyle ben geziye katılamadım. Fakat planlar son bulmuş değil! Lubbock'ta değerlendirecek 9 gün var. Kemerlerinizi bağlayın. :P

İlk gün, bugün, Cumartesi;

Sabah bolca uyudum tabiki. Erken kalkmanın, ders sorumluluğunun, öğrencilerin abidik kubidik ciddi veyahut luzumsuz sorularının öcünü uyuyarak çıkardım elimden geldiğince. Nihayet uyanma vakti gelince, güzel bir kahvaltı hazırladım ve eşliğinde tabiki dizi izledim. Sabah keyfi sonlanınca evimi temizlemeye karar verdim zira ortalık han yeri gibiydi. Koyuldum işe, küçücük bir evim olmasına rağmen 2 saatimi aldı diyebilirim. Sonra yemek yaptım, brokoli :) Ardından bugünün planını gerçekleştirme aşamasına geçtim : Alışveriş.

Alışverişe gitmek istediğim yer 5-6 kilometre kadar uzaktaydı ve bugünün otobüsü için artık çok geçti. Planımı pembe panjurlu bisikletimle gerçekleştirmeye karar verdim. Hazırlandım ve bisikletimle yola çıktım. 5-6 kilometre deyip geçmeyin bisikletle uzun yol sayılır :P . Kulağıma mp3 çalarımı taktım tabiki. Müzik dinlemeyi sevdiğimden değil, burda ki evler genelde bahçeli tek katlı ve herkesin köpeği var. Köpekler evin yakınında geçtiğin anda çitlere çıkıp havlamaya başlıyorlar. Köpekten korkuyorum tabiki. Mp3 çalar köpek havlamalarını duymamam içindi netekim :P işe yaradı. 20 dakikalık bir bisiklet turundan sonra nihayet alışveriş merkezine vardım. Amacım haftaya başlayacak olan bayan futbol turnuvasında maçlar giymek için uzun kollu uzun bir penyemsi elbise bulmaktı. Reyonlarda biraz dolaşınca uzun kollu kısmında vazgeçtim zira imkansızdı. Gerekli uzunluğu bulmaya çalışıp modellerin önemsiz olduğunu düşünmeye çalıştım. Birkaç iğrenç model ama uzun penye elbise bulmayı başarsam da denediğimde gördümkü hiç biri iş göremezdi. Alışveirş merkezinde biraz daha takılıp doktora hocamın yeni doğan bebişine küçük bir hediye alıp, Türkiye'de bir milyoncu dediğimiz buranın dollar tree'sine gittim. Kapıda lubbock şehir gazetesi stant kurmuş yakaladılar beni tabi. Böyle durumlarda hayır demeyi öğrenmem lazım. Biraz muhabbetten sonra adam nerdeyse Türk çıktı. Kardeşi Türk vatandaşıymış. Babası incirlide askermiş uzun yıllar Adana'da kalmışlar. Baklavayı çok özlemiş. En çok sevdiği Türkçe kelime imşiymiş (şimdi demeye çalıştı garibim). Neyse haftada 3 gün olacak şekilde gazeteye abone oldum. Adam da bana 10dolarlık hediye kartı verdi. Gazete, yapmak istediğim bir şeydi zaten haberlerden iyice uzak kalmıştım. Neyse ardından alışverişe devam ettim. Puzzle aldım tabiki. Puzzlelar yoldaşım oldu bu aralar. Hediye kartının birazını kullanmış oldum böylece. Ardından geriye dönüş yoluna çıktım. Dönüş yolu daha kısa geldi. Evin yanındaki büfeden limonata alıp eve geldim. Biraz dinlendim ve internette kendimi kaybettim.

İşte ilk gün böyle,
Bakalım yarın neler olacak? Ya nasip.