28 Ekim 2009 Çarşamba

Tüberküloz ve Sahnelere Dönüş!

Enteresan bir hafta oldu vesselam.

Tembellik içerisinde geçirdiğim bir haftasonunun ardından, pazartesi günü sabahı erkenden Jamie'ye (kendisi hocam olur, artık ismiyle hitap ediyorum ki benim için dönüm noktası oldu) mesaj atıp bugün gelmesem olur mu dedim. That's fine (Olur ciğerim) dedi. Ben de yarım saat daha fazla uyumanın keyfini çıkardıktan sonra kalkıp okulun hastanesinin yolunu tuttum.

Üniversite, yabancı öğrencilerden tüberküloz testi ve kızamık aşısı olmalarını istiyor. Eğer olmazsan ikinci dönem okula kayıt yaptıramıyorsun. Ben de bu sebepten tüberküloz testiyle işe başladım. Okulun öğrenci hastanesine gittim. Bana öğleden sonrası için randevu verip yolladılar. Ben de okula geri dönüp derslerime girdim ve ders çıkışı hastaneye geri geldim. Bir takım formlar doldurup, hemşire bekleme odasına geçtim. Bir müddet sonra tonton bir hemşire geldi. Koluma tüberküloz bakterisini enjekte etti. Çarşamba günü için kontrol randevusu alıp eve gittim.

Çarşamba büyük gündü zira yeniden ders anlatacaktım. Kendime göre de gayet güzel hazırlandım. Bu sefer hocanın karşısında anlatacak olduğum için hafiften bir yusuf yusuf durumları vuku bulmuştu. Netekim, heyecanlandım ve normalde 50 dakikada yetiştirmem gereken dersi, 35 dakikada bitirdim. Konu erken bittiği için yeni konuya başlamak zorunda kaldım ki ona çok çalışmamıştım. Daha fazla uzatamadım ve dersin bitmesine 7 dakika kala burda bitiriyorum dedim ve sınıf dağıldı.

Ders sonra hocayla konuştuk. Uuuu dude you run a marathon (Tabakaneye ... mu yetiştiriyorsun? un ingilizcesi) dedi. Ve bana bir liste haline yaptığım hataları sıralayıp, daha çok ders anlatmamı istedi. Kasımın ikinci haftası sanıyorum ki bir ders daha anlatacağım. Ve aralık ilk haftası da.

Dersten sonra hastaneye gittim ve kolumu gösterdim. Japon bayrağı gibi koca kırmızı bir nokta vardı. Neyseki test negatif çıktı. Yapılacak bir işin daha üstünü çizmiş olduk.

Cuma günü, anlattığım dersten kalan son 5-6 sılaytı anlatmam gerekiyordu. Daha önce Jamie'nin yaptığı uyarıları da göz önünde bulundurarak daha açıklayıcı ders sılaytları hazırladım, renkli animasyonlu şeyler. Dersime çıktım bu sefer aslanlar gibi anlattım. Ders sonunda Jamie, nice job dude! (afferin koçum) dedi.

Böylece anladım ki, ben ingilizceyi oldukça konuşabiliyormuşum yani paniğe mahal yokmuş herkes beni anlıyormuş. Öteki yandan dersi de zaten biliyorum. Yani Aman Allah'ım Amerikalılar! paniğinden kurtulmam gerekliymiş. Neyse bu böyle Fatma'nın da dediği geyiklerden oldu. Kuzenim Fatma'ya diyorum ki, aile var oğlum!

Fotoğraf da yok. İdare etceniz artıkın :P

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder