6 Eylül 2009 Pazar

Ramazan 2. Kısım;

Kaldığımız yerden devam edelim,

12. gün (1 Eylül Salı), biyokimya dersime gittim. Biraz erken vardığım için kimsecikler yoktu. Bir 10 dakika sonra Dr.Pa.re göründü. Güleç yüzlü hoş bir adam. Hemen hoşgeldin beşgittin muhabbeti çevirdik. Diğer öğrenciler de geldiler bu arada. Tanıştık falan. Dr. Pa.re dedi ki bu ders düşebilir çünkü sadece 4 öğrencisiniz. Bir dersin açılabilmesi için en az 5 öğrenci lazım dedi. Neyse ders başladı. Aman Allah'ım! Hocanın söylediği her şeye çook acayip yabancıyım. Öteki öğrenciler de öyle. Artık hoca gülmeye falan başladı. Ben kendimi gerizekalı falan hissettim. Sorun ingilizce değildi, organik kimyaydı! Bildiğim her şeyi unutmuşum. Korkunç bir dersti kısacası! Ders çıkışı ofisimde çok oyalanmadan eve gittim. Akşam da Sonay ablaya davetliydik. Orda iftarımızı bahçede açık havada ettik.

13. gün (2 Eylül Çarşamba), yine derslerim için yola düştüm. Bugün önemli bir gündü zira, eğer biyokimya dersi düşerse yeni bir ders almam gerekecekti. Sekreterliğe gereken yazıları yazıp durumu belirttim. Dr. Pa.re'de mail atıp bana kesin bir şey belirtmesini istedim. Nihayet öğlen sularında dersin düşmeyeceği, 3 öğrenciyle devam edeceği haberi geldi. Çok sevindim. Biyokimya çok zor bir ders ama bana çok zevk veriyor. Sanırım bir çeşit mazoşistlik. Çok zor olması bana heyecan veriyor diyebilirim. :)
Gün yoğun geçti ve benim çalışmam gereken 3 biyokimya bölümü olduğu için iftara davetli olduğumuz Songül ablaya gitmeyip evde yedim. Ama ders çalıştım. :)

14. gün (3 Eylül Perşembe), biyokimya dersim için yola çıktım. Yine erken vardım yerime oturdum. Bu sefer sınıfta 2 öğrenciydik. Bir öncekine nazaran daha iyi çalışmış olduğum için ders daha iyi geçti. En azından kendimi geçen seferki gibi gerizekalı hissetmedim. Ders çıkışı ofisimde oyalanmadan doğruca eve gittim. Akşam iftara Hintli arkadaşlarımız davetliydi. Yemekleri dört koldan yaptık. Ben domates çorbası pişirdim. Çok da güzel oldu. Akşam 8'de Zeynep'in arabasıyla Hintli kızları (Dhruti, Debulina, Kavita, Priyanka) okuldan aldım. Evimizi herkes gibi çok beğendiler. Sıra yemeklere gelince hayran kaldılar. Türk mutfağı harbiden süper bir mutfakmış burda çok daha iyi anladım. Eğlenceli bir akşamdı. Göl kenarına indik fotoğraf çekildik. Kızlar taksi çağırıp evlerine gittiler.

15. gün (4 Eylül Cuma), her zamanki derslerime gittim. Akşam da cuma toplantısı nedeniyle hep birlikte kültür merkezinde iftar ettik.

16. gün (5 Eylül Cumartesi), Texas Tech için müthiş önemli bir gündü. Zira futbol sezonu North Dakoto maçıyla başlıyordu. İnsanlar kırmızı tişörtlerini giymiş akın akın stadyuma gidiyordu. Stadyumda kampüsün içinde. Ben de çok gitmek istemiştim ama aynı saatte hem Jenny'nin doğumgünü partisi vardı hem de kültür merkezinde iftar programı, dolayısıyla gidemedim. Onun yerine Jenny'nin partisine hızlıca uğrayıp, hediyesini verdik. Herkesle ayak üstü 10 dakika muhabbet edip, özrümüzü belirtip hemen çıktık. Kültür merkezinde arkadaşlarımızla güzel bir iftar ettik. Yine de maça gidemediğim için üzgündüm ama arkadaşlarla 2 hafta sonraki Rice maçına gitmeye karar verdik. Oley! Futbol dediysem de Amerikan Futbolu! :)



(İftarda yabancı arkadaşlarımız da vardı. Bebek Meryem)

(Bu fotoğrafları ben çekmedim haliyle, Texas Tech stadyumdan kareler. İnsanların el hareketi silah manasına geliyor. Sloganları ise "Guns up!" yani "Silahlar havaya!" Tabiki kampüste silah yasak.)


(Texas Tech'in maskotu)
(Texas Tech'in geleneği: sezon açılış maçında sahayı siyahlar giyinmiş maskeli bir binici at üstünde geçer. Elini sanki tabancaymış gibi havaya kaldırır.)


17. gün (6 Eylül Pazar), iftara komşumuza (Elifeler) davetliydik. Yemek pişirme işini bölüşmüştük. Bizim ev zeytinyağlı ve çorba yapacaktı. Çorbayı ben yapayım dedim ve gemici çorbası yaptım. İftardan önce günün önemli olayı, bilgisayarıma su dökülmesi oldu. Bilgisayarım kapanınca 7-8 kere uğraşmam gerekti açmak için. Kurutmak için köşede bıraktım. Çok acayip üzüldüm çünkü içinde pek çok önemli bilgi vardı. Neyse üzgün ve süzgün market alışverişine çıktık. Ben hemen ordan bir harici disk aldım. Açılırsa bilgilerimi kurtarayım diye. Eve gelir gelmez bilgisayarımı açmaya çalıştım ve 8.de başardım. Hemen harici diskime bilgilerimi yükledim ve bilgisayarımı kapatmamaya karar verdim. Sonra iftara gittik. Herkes çorbama yemek muamelesi yaptı. Karadenizde sık yaptığımız besleyici bir çorba diyip savunmaya geçtim ama gerçekten çok lezzetli oldu bence. :) Eve döner dönmez bloguma yazı girmeye karar verdim, hazır bilgisayarım çalışır durumdayken! Yeni bir bilgisayar şart oldu puffff...:/

3 yorum:

  1. Yavru kuş,msn konuşmasını kısa kesiyorum hattan düşersin diye he bi de ders çalşışyosun heralde bu geç saatte, yavvrum benim Allah muvaffak etsin, kalbim seninle gözüm üstünde :):)

    YanıtlaSil
  2. Datlum, sana yeni bir bilgisayar şart olalı epey zaman olmuştu. Orada bakın bakalım sonra alalım sana:)

    YanıtlaSil
  3. aplaaa bana da şart almışkene 2 tanee all :)) seviyorum seni :)

    YanıtlaSil